Yengemi Siktim, “Bu İlk Ve Son Olsun!” Dedi! 1. Bölüm

Kaşla Göz Arasında Oracıkta Götümü Sikti

Herkese iyi günler “sex öyküleri” sitesi sakinleri. Benim adım İnci, 27 yaşındayım, boyum 1.80 ve 55 kiloda hoş bir kadınım. Ankarada bir Otomotiv şirketinde çalışıyorum ve 8 yıldır bu şirkette vazifeliyim. Bu anlatacağım hadise başımdan geçeli 1 hafta oldu. İnanamadım ve hala şoktayım, zira herşey bir anda oldu. Hakikatine bakarsanız ben de istiyordum, ama bu kadar çabuk olacağını ve bir alıcımız tarafından, çalıştığım işyerinde sikileceğim usuma dahi gelmezdi. Hem de götümden!

Günlerden Perşembe günü, bir vasıta teslimi vardı. Vasıtayı alan birey 25 yaşlarında, uzun boylu, yakışıklı birisiydi. Vasıta teslim harekâtı bittikten sonra, ben satış sonrası için kendisini bilgilendiriyordum. Ama çocuk beni hiç dinlemiyordu dahi, gözleri hep bedenimde ve bacaklarımda idi. Ben de ogün süper bir mini kot etek, altımda sarih siyah bir külotluçorap giymiştim. Bacaklarım boyum gereği uzun olduğundan, oldukça davetkar duruyordu. Hiçbir şeyin farkında değilmişim gibi anlatmaya devam ettim. Sonra işim bittiğinde masama geçmiştim. Vasıtayı alan çocuk elimi sıkıp, iyi günler dileyip, mağazadan çıkmıştı…

10 dakika geçmeden tekerrür gelerek, taşıtta mesele olduğunu, emniyet kemerini taktığı halde ikaz lambasının yanıp söndüğünü, meseleye bakmaları için araçı teknik servise vazgeçtiğini ve mesele giderilene kadar burda beklemek istediğini söyledi. Bayağıda vasıtayı satan başka dostumdu ve o ilgilenmek için kalktı. Ama çocuk ona pas dahi vermeden benim yanıma gelerek oturdu. Dostum da başka alıcı ile ilgilenip kendi masasına geçti. Ben de yakışıklı çocuğa çay ikram ederek, sohbete başladık. Havadan sudan konuşurken, çocuk Yeniden çaktırmadan bacaklarıma bakmaya başladı. Ben de bunu iyice kavramıştım ve güzelime de gidiyordu, ona frikik vermek istedim. Eteğim zati 1 karış oldugundan, birde oturunca iyice sıyrılıyordu. Ama aramızdaki masadan dolayı, fazla birşey göremese de, emin olun, eridiği her halinden muhakkaktı…

Derken sigara içmek istediğini söyleyerek 2 tane sigara çıkardı, “Bana eşlik eder misiniz?” diye sordu. “Tabiki eşlik ederim…” deyip mağazadan dışarı çıktık. Sigaramı yakarken elime değmek için elinden geleni yapıyordu. Gözleri ile de beni siktiğini kavrayabiliyordum. Sigaralarımızı içerken sohbete devam ettik. Bana nerde oturdugumu ve iş çıkış saatlerimi sordu, ben de söyledim. Ama çocuk çok süratliydi, bir yandan da bana övgülerde bulunup resmen asılıyordu. Ben de bundan sevdiğimden, teşekkür edip tebessümüyordum. Bundan cesaret alan çocuk dolaysız bacaklarıma bakarak, fiziksel olarak da harika olduğumu, özellikle bacaklarımın yanılgısız olduğunu söylediğinde, şaşkınlığımı saklayamadım. Ama çocuk iltiftlara devam etti. Bu sırada vasıtanın işleminin bittiğini haber verdiler. Ama çocuk oralı dahi olmadı, “Tamam!” deyip, servis personelini sepetlemişti. Zira beni bütün kıvama getirmişti…

Sigara içtiğimiz yer yedekparça ambarının giriş kapısının önüydü ve kapısı sarihti, arada sırada malzeme alıp çıkanlar oluyordu. Çocuk birden, “Akşam müsaitsen, seninle kahve içmek istiyorum!” dedi. Yeniden donakalmıştım. Daha adını Yeni bildiğim biri ile kahve içmek mizacım değildi, ama ben de istiyordum sanırım. Çocuk konuşurken gözleri kalçalarımda, bacaklarımda ve artık dikkatlice göğüslerimde idi. Hedefi sarihçe anlaşılıyordu, hedefi beni sikmekti. Bunu kavramıştım, ama bu kadar süratli olacağını varsayım etmemiştim. Bu arada çocuğun önü de iyice kabarmıştı ve utanarak bunu saklamaya çalıştı. Ben de gülerek önüne baktığımdan azıcık kızardı. Gerçeğinde çocuğun istediği de oymuş, beni arzuladığını gösterip, beni oracıkta sikmekmiş, tam emeli buymuş. Ama bu muhtemel değildi, orda vazgeçin beni sikmesini, öpmesi bile muhtemel değildi…

Derken çocuk, “Bu ambarda ne malzemesi var İnci hanım?” deyip, elindeki sigarayı yere attığı gibi ambara adım attı. Ben de natürel olarak yanında yürüdüm. İçeri girmiştik ki, kapıyı sert bir biçimde kapatıp, kilitledi. Korkmuş ve donakalmıştım, “Neler oluyor?” dememe kalmadan, ellerini kalçamda hissettim. “Ses çıkarma, seni fazla derecede istiyorum, beni mükemmel azdırdın!” dediğinde, ürkmüştüm. “Yapmayın lütfen, burası yeri değil!” dememle cesaretlenip, “Öğreniyorum aşkım haklısın, sakin ol, yalnızca o muhteşem kalçalarına değmek ve öpmek istiyorum, işimiz çok kısa sürecek!” dedi. Ama ben dileniyordum, “Yapmayın biri görür, rezil olurum, işten kovulurum!” diyordum. Ama dinleyen kim?

Ellerini kalçama sarmış ve okşayarak, “Senin de istedigini öğreniyorum yavrum, naz yapma!” dediğinde güldüm ve “Tamam istiyorum, ama burda değil!” dedim. “Diren aşkım, müsait yerde seni bas bas bağırtacam, doyuracam seni, ama şimdi sen beni bir doyur, çok azdırdın beni, bu nasıl bir kalça, bu nasıl bir etek böyle!” dediğinde, tebessüm ettim. Mutlu olmuştum, yaşamımda ilk kere böyle birşey başıma geliyordu. İstemeden de olsa birini kendime arzulatmak, benim de ıslanmama sebeb olmuştu. Sonra birden süratlice arkama eğilip, “Hafif duvara dayanıp, domal aşkım!” dedi. Ben de çabuk edip, bir an evvel burdan çıkmak istediğimden dediklerini harfiyen yapıyordum…

Zati ufacık olan eteğimi belime toplayıp, külotluçorabımı alta sıyırdıktan sonra, tangamı yana sürükleyerek, amımı ve göt deliğimi karmaşık olarak yalaması, beni sanki uçurmuştu. Nefesimi yakalıyordum ve sesim dahi çıkmıyordu. Ama ne yalamak! Sanki somuruyordu! Dilini amıma sokar gibi yapıp, beni dahada azdırıyordu. Sonra birden dilini göt deliğime sokup çıkarmaya başladı. O kadar güzelime gidiyordu ki, “Yakala beni!” dedim. Takatim kalmadı, boşalacaktım. Ve beni yakalamasıyla sarsıla sarsıla, ağzına suratına boşaldım. Ayakta duramıyordum.

Sonra beni tutarak kendisi süratle ayağa kalktı. Ne olduğunu düşünürken, fermuar ve kermerin açılma sesiyle arkamı döndüm, pantolonunu indirmiş, Boxerla duruyordu. “Neler oluyor?” dedim. “Ben seni boşalttım, gizeme sende hoşum, al ağzına!” dedi. Çabuk ettiğimden hemen eğildim önüne, Boxerını alta sürüklediğimde, yarağı suratıma öyle bir çarptı ki, gözlerime inanamadım. Kendi kendime, Bu ne yaaa? demişim. Yok böyle bir alet! Filmlerde görürdüm, zenci aletleri tıpkı öyleydi. “Hadi!” demesiyle kendime geldim, ağzıma almaya çalıştım, ama kafasını anca alabiliyordum, zira minik ağzı olan biriydim. Başımdan tutarak tekrarladı, “Hadi!” dedi. Alabildiğim kadar aldım, ama demeden de edemedim, “Yaradan aşkına, bu nasıl bir alet yaa? Bunu alan var mı?” dedim…

Gülerek, “Olmaz mıııı!” dediğinde, ben de güldüm. Ama azıcık sonra o kocaman yarağı beni sokacağını öğrenmiyordum tabii. Bana ayağa kalkmamı söyledi, kalktım. Eline tükürerek sikine sürdü. Ben olanları hayretle izleyerek ne yapacak diye bekliyordum. Beni döndürüp, arkamda yarrağını sezince kavradım ki sikecekti. Hemen elimi arkaya attım, sikini tutarak, “Yapma ne olur, bunu alamam, bu bana girmez, bu çok büyük ve kalın!” dedim, zira amım minik ve saysam daha 6 yada 7 kere anca sikilmişti. “Alırsın aşkım, kendini sıkma, hür vazgeç, hadi bir an evvel tamamlayalım da gidelim!” sözüyle kendime geldim, “Tamam!” dedim…

Elini amıma atıp zevk sularımla oynayarak, göt deliğime değince iyice ürktüm, “Dur, ordan netlikle olmaz, sen çıldırdın mı yaa?” diyerek öfkelendim. Ama çocuk ne dese seversiniz? “Dışarda göt çoooook, ama böyle göt yok!” dedi. Beni iyice fobi sarmıştı ve gözlerim dolarak, “Dilenirim vazgeç gideyim, mesaiden sonra dışarda buluşalım, rahat bir yerde yap!” diye kurtulmaya çalısıyordum. Ayrıca bürodan çıkalı yarım saat olmuştu, birisi kavrayacak diye de ödüm kopuyordu. Ama çocuk kafasına koymuş beni oracıkta sikecekti, hem de götümden. Bu usuma geldikçe asaptan çıldırıyordum…

Derken birden sikini göt deliğime yasladığında, sıcaklığından etkilenerek, “Yavaş yap ne olursun, bu ilk olacak, dilenirim yavaş!” diyebildim. O da kulağıma, “Tamam aşkım, sen kendini kasma, çok güzeline gidecek!” diyerek, beni ilk götsikişime hazırlıyordu. Bir eli de amımı kurcalarken, ben artık su gibi olmuş ve sabretmeyi kesmiştim. Sikinin kafasıyla göt deliğime fırça yapar gibi sürterek beni daha da azdırıyordu. İşini çok iyi yapıyordu. Sonunda sikinin kafasını götüme geçirmesiyle kendimi öne atmak istedim, ama beni öyle bir yakalamıştı ki, bir eli göbeğimde, bir eliyle de ağzımı kapamıştı, başka bir deyişle hazırlıklydı kaçmamam için. O anki can havliyle elini ısırdım. Ama çocuk banamısın demeyerek öyle durdu. Hemen kendime gelerek kısık sesle, “Çıkarrrttttt, dilenirim çıkarttt, yırttın!” dedim…

Çocuk içimde öyle hareketsiz beklediğinden acı eksilmişti ve Yeniden kulağıma, “Az kaldı aşkım diren, işin güç kısmını hallettik!” diyerek bekledi. Aradan 1 dakika geçmeden 1-2 milim daha soktu, Yeniden aynı acıyı duydum. Ama nafile, çocuk vazgeçmiyordu. Kendimi iyice sıkarak, “Tamamla artık ne olur, çok acıdı, dilenirim tamamla artık!” dediğimde, çocuk sikinin dışarda kalan kısmını tek seferde öyle bir soktu ki, siki ağzımdan çıkacak sandım ve o anda çığlığı bastım. Hemen ağzımı kapatarak, “Sakin ol aşkım! Bak nerdeyse köküne kadar aldın!” dedi. Gözlerimin önü kararmış, beynimde şimşekler çakmıştı, acıdan başka birşey sezmedim, götüm anlaştı resmen. Çocuk ise aldırmadan, bir yandan beni yakalamış, bir yandan pompalamaya başlamıştı dahi. “Hepsini sokma ne olursun, hepsini sokma!” diye dileniyorum. Beni dinlemiyordu dahi, tamamını sokup çıkarıyordu…

“Ohhh aşkım daracık götün var, çoook göt siktim, ama bukadar darını ilk kere sikiyorum!” diyerek, deliğimin darlığına daha fazla katlanamadı ve öyle bir boşaldı ki, sanki götümün içinde bir volkan patlıyordu. İçime ılık ılık boşalıyordu, ama oluk oluk akıyordu. Hemen çıkardı sikini götümden, beni çevirip, önüne çömelterek, yalamamı istedi. Her an birileri gelebilirdi, hemen dediğini yaptım, ağzıma alarak bir hoş arındım. Sonra o pantolunu çekti, ben de külotluçorabımı sürükleyerek, eteğimi indirdim. Bana teşekkürler ederek, övgüler yağdırarak, beni öptü, bana aşık olduğunu, devamını istediğini söyledı. Ama o anda benim tek tasam büroya, masama dönmekti. Ben de ona teşekkür edip, “Sonra görüşürüz!” diyerek ambardan çıkmak istedim, ama daha ilk adımda yalpaladım. Hemen beni tutarak güldü, “Aşkım bu yarrağı götten yeyipte hemen yürüyen kimseyi görmedim!” dedi. İnamıyordum, dediği gibi yüreyemiyordum, götümün yanakları sanki ayrık ve göt deliğim sarih duruyordu. Ve öyle bir acı vardı ki…

Çocuk, “Götünün sancısı geçince ara beni aşkım!” diyerek, otomobiline bindi gitti. Ben de güçle de olsa masama geldim. Herkes nerede kaldığımı sorunca, “Daha Önceki bir dostumla kapıda karşılaştık, söze dalmışız!” diyerek geçiştirdim. Ama sandalyeme oturmamla, kalkmam bir oldu. O gün götümün acısından akşama kadar büroda ayakta kalarak müddet geçirdim

Bir yanıt yazın