Kaymak Gibi Komşum ve Hoş Kocası
Merhaba, ben İstanbul ’dan Köksal. 26 yaşında, 1,87 boyunda ve 80 kiloda, kumpaslı bir biçimde spor yapan, sportif bedenli biriyim. İstanbul ’da lüx bir site içindeki dairemde yalnız yaşamaktayım. Bir şirketin kâr ortağıyım. Kazancım iyi olduğu için de evlenmekte seri etmedim ve hayatımı bir zaman daha dolu dolu yaşamaya karar verdim.
Bundan iki ay kadar evvel bir Pazar sabahı saat 10:00 ortamlarında uyandığımda apartmanda sesler duydum. Dairemin kapısını açıp ne olduğunu bilmek için baktığımda, karşı kapımdaki daireye birilerinin hummalı bir çalışmayla taşınıyor olduğunu gördüm. Beni öyle görünce kapının önünde duran genç bir adam bana başıyla hafifçe selam verdi. Bu, 1,75 boylarında parlak, pak bebeksi suratlı bir gençti. “Merhaba, komşu kabul ediyor musunuz?” diye yanaşarak elini uzattı. Elini sıkıp, “Hoşgeldiniz, ben Köksal. Memnuniyetle; zati bu kat çok suskundu, sizin gibi adamcıl bir insanın taşınmasını coştum.” dedim. Reelinde her zaman bu kadar kibar konuşmam, ama bu parlak genç çok güzelime gitmişti.
Bütün o sırada içeriden, “Hayatım buzdolabını getirebilirler…” diyerek, karısı olduğu anlaşılan çok güzel sesli, 1,70 boylarında, genç bir kadın çıktı. Herhalde Yeni uyanmış olmanın da tesiriyle birden kadın fantastik çekici geldi bana. İncecik ve zarif ayak bileklerinden diz kapaklarının üstüne kadar o kaymak gibi bacaklarını görsel bir şölene dönüştüren bir şort giymişti, altnda külot olmadığına bahse girebilirdim. Şekilli bacakları kalçalarına doğru kalınlaşıyor ve harika bir popoya uzanıyordu. Göbeği dümdüzdü. Bir gram dahi aşırısı yoktu ve kendini gösteren dik göğüsleri vardı. Hava çok sıcak olduğundan üstüne de bir askılı bluz giymişti. O da bir anda üzerinde siyah şort ve aynı renk atlet olan beni süzdü. Kocası, “Gel hayatım Yeni komşumuzla tanış, bu Köksal…” dedi. Sonra bana dönerek “Bu da eşim…” dedi. Başlarımızla birbirimizi selamladıktan sonra, ben, “Memnun oldum, hoşgeldiniz.” dedim. İşlerine devam etmeleri ve eşya taşıyanları manipülasyonları gerektiği için birbirimize, “Görüşürüz…” dedikten sonra ben içeri girdim.
Bir zaman kapıya dayanarak bu genç çifti düşündüm. Gerçekten ikisi de etkileyiciydi. O hoş suratlı parlak gençderi de, her yerinden seks fışkıran, davetkar bedenli harika karısından da çok beğenmiştim. Bunları düşünürken sikimin sertleştiğini hissettim. Hemen gidip soğuk suyla bir duş aldım. Fakat duşta acaip fantaziler geliyordu usuma, her ikisini de güçle sikmek gibi. Eksantrik düşüncelerle duşumu alıp çıktım ve gazetemi okurken kahvaltımı yaptım. Ama usumda her an o çift ve onları güçle sikmek vardı. Holde sesler kesilmişti. Eşyaları taşıma işi bitmiş olmalıydı. Hemen dairemden çıktım ve sarih kapılarını iki kere tıklayarak içeri girdim. Salonun ortasında durmuş bir istif eşyaya bakıyorlardı. “Sanırım desteğe gereksiniminiz olacak…” dedim. Sarihçe eforumu da hesaba katmış olacaklar ki, hemen memnuniyetle kabul ettiler ve işe koyulduk. Bir yandan da konuşarak birbirimizi tanımaya çalışıyorduk.
Yeni konutlularmış. Kısa bir zaman başka bir yerde oturduktan sonra bu daireyi satın almışlar ve taşınmışlar. Kadın bir bankada idareyici olarak, kocası ise özel bir işletmenin müdürü olarak çalışıyorlarmış. Kocasında titizlik hastalığı vardı ve ikide bir ellerini deviriyor, her yere dokunmamaya gayret ediyordu. Eşyaları taşırken öbür odada iki kere üzerini değiştirdi, ‘elbiselerinin kirlendiğini ’ söyleyerek. Sonra bir ara perde kornişlerinin bazı dübellerinin beceriksiz olduğunu gördük. Kocası hemen alıp geleceğini söyledi. Ben hırdavatın yerini tarif ettim. Bu sırada karısının istekleri güzergahında koltukları taşıyordum salonun muhtelif yerlerine. Onlara o kadar içten davranmıştım ki, kocası hiç evham etmeden hoş eşiyle beni orada vazgeçip hırdavata gitti. Ve işte sabahtan beri kafamı kurcalayan şey için henüz çok erken de olsa fırsat bu fırsattı…
Kapının kapandığını duyduk. Bir zaman kocasının uzaklaşması için koltuklara doğrultu vermeye devam ettim. Sonra bir anda koltuğu vazgeçip kadına yöneldim. Kadın daha “Ne oldu Köksal?” demeye kalmadı, sıçradım üstüne ve askılı bluzunu bir hücumda yırtıp attım. Kaltak sütyen giymediği için dik memeleri bir anda özgür kaldı. Bütün çığlık atmaya yeltenecekti ki, kocaman elimle ağzını kapattım ve güçlü kollarımın arasında onu büyük çekyata doğru çektim. Fizik eforu olarak benden çok zayıf bu orospuya istediğim atağı kolayca yapabiliyordum. Yırttığım bluzuyla ağzını sıkıca bağladım hemen ve şortunu yakalayıp alta çektim. Külot da giymemişti ve korku hoş, esmer bir amı vardı. Dilimi amına batırınca öyle bir kasıldı ki. Çırpınmaya çalışıyordu ama kolunun yakaladığım yerleri morarmıştı dahi. Dermanının kalmadığını anlayınca çırpınmayı da kesti. Dilimi bal gibi amından çıkartıp suratına baktım, ağlamaya başlamıştı…
Bir tokat geçirdim suratına, şok oldu. Çok canının yandığı belirliydi ama ona dahi tepki veremiyordu. “Ağzını çözecem, ama gık çıkartırsan bu besinin dayağın yanında bu tokat okşamak gibi kalır!” dedim. Ürkmüş gözleriyle onayladı. Bir yandan ağlamaya devam ediyordu. Ağzını çözdüm ve o inci gibi dişleri barındıran hoş ağzına yumuldum bir anda. İyice öpüp yaladıktan sonra şortumu indirdim ve dimdik olmuş sikim alana çıktı. Sikimi görünce resmen fobiden koltuğa yapıştı. “Noldu, yoksa o kız hoşu kocanın siki ufak mı kaltak?” deyip, sikimi elimle sıvazlayarak ağzına götürdüm. Ağzını açmıyordu. Ama bunu çözmek için de bir tokat yetti. O zarif ağzına ancak başını alabiliyordu. “Sen böyle bir siki hak ediyorsun, hadi hoşça yala!” dedim. Çok ağlıyordu. Birden sikimi ağzından sürükleyip saçlarından tutarak taşaklarımı emdirmeye başladım. Bir anda öyle hoş emmeye başladı ki taşaklarımı. Sündürüyordu ağzıyla. Fantastik zevk alıyordum…
Arkamı döndüm ve saçlarından bastırarak suratını götümün arasında soktum. Ne olduğunu afallamış olmalıydı. Azıcık daha eğildim ve sarihe çıkan göt deliğimi yalatmaya başladım ona. Suratını göt deliğime sürtüyordum. Gıkı çıkmıyordu. Bu arada kapı çaldı. Hemen kadının ağzını tekerrür bağladım ve susmasını işaret ettim. Kapıya açmaya öyle üryan gittim. Kapının artta durarak açtım ve kocası bütün tebessümerek içeri girerken ense köküne bir yumruk indirerek onu baygın bir biçimde yere devirdim. Bu ibne kılıklıyı alt etmek hiç de güç değildi. Hemen kucakladım ve salona götürdüm. Kadın kocasını o halde görünce daha da ağlamaya başladı. Hemen eşyaların üstündeki bir çarşafı alarak yere serdim ve kocasını yatırdım. Kadını da kucaklayıp yanına yatırdım. Kocasının tişörtünü çıkardım üstünden, harika bir görüntüydü bu, bir tane bile tüy yoktu ibnenin bedeninde, aynı kız bedeni gibiydi. Terlemişti, ama paklik hastalığından dolayı teri dahi muhteşem kokuyordu. Hemen o kadınsı boynuna, boğazına yumuldum ve bedeninin üst kısımlarını, terlerini koklaya koklaya yaladım yuttum. Omuzbaşlarını da yaladıktan sonra, alta meme uçlarına doğru indim ve onları da ağzıma alıp emmeye başladım…
Karısı afallamışlık ve fobiyle olan biteni izliyordu. Bir yandan da onun amını okşuyor yavaş yavaş parmağımı sokuyordum. Kocası hafif kendine kazanç gibi olunca oralardan bir bez parçasıyla ellerini ve ağzını bağladım. Artık tüm hakimiyet bendeydi. Gözlerini açtığında ilk gördüğü manzara yanında karısının sikiliyor olmasıydı. Kocaman yarrağımı yiyen karısının gözlerinden yaş, minicik amından da kan geliyordu. Kocası çırpınmaya başladı. O kız gibi hoş suratına bir tokat atıp, “Sabırsızlanma ibne, sana da gizeme gelecek!” dedim. Karısını sikmeyi vazgeçip, süratle onun pantolonunu indirdim. Götveren sabretmeye çalışıyordu ama ben gördüğüm manzara karşısında şoke olmuştum. Bu ibnenin bacakları da tüysüzdü ve tanga giyiyordu. Evet, altında resmen siyah düz bir tanga vardı. Bu gözümün dönmesine yetti. Tangasını yırtıp attım kenara, bir hücumda yüzüstü çevirdim. Götünün yanakları sanki parlıyordu. Öptüm o hoş götü ve yanaklarından iki yana ayırdım. Yaradanım, bir erkekte bu kadar mı hoş göt olurdu, nefis bir göt deliğiydi bu. Dilimi deliğine gömüverdim. Pak götü mis gibi kokuyordu…
Her yerini yaladım ve pantolonunu bütün çıkartarak bacaklarını ayırdım. İbnenin heryeri okadar hoştu ki, karısını görmez olmuştum. Aynı biçimde siki ve taşakları da tüysüz ve pakti. Siki çok büyük olmamasına rağmen taşakları dolgundu. İlk evvel o hoş taşakları emmeye başladım, şeker gibi tatlıydılar. Sonra o pasif sikini ağzıma aldım ve her yerini hoşça yaladım. İbnenin siki hafiften kalkmaya başlıyordu, sikini vazgeçip tekerrür götünü yaladım. Göt deliğini iki parmağımla ayırıp içini yalıyordum. Daha fazla dayanamayarak mis gibi götüne sikimi dayadım ve zorlamaya başladım. Bir zaman sonra tamamını soktum. Ama öyle zorlanıyordu ki, alnının ortasındaki damar şişmişti. Onu öyle sikerken karısına da götümü yalattım. Aldığım zevke ve coşkuya fazla dayanamadım ve ibnenin götünden sikimi çıkarıp öyle bir boşaldım ki, bir kadında dahi böyle gevşediğimi anımsamıyorum. Sikimi karısının ağzına verdim ve hali hazırda gelmekte olan döllerimi arındırdım…
Sikim hali hazırda kazık gibi sertti ve süratimi alamamıştım. Kocasının gözü önünde, karıyı koltuğa domaltıp onu da haykırdıra haykırdıra götünden siktim. Karısının götü de ayrı bir harikaydı!
İkisi de utançtan dolayı, tepkisizce birbirine bakıp duruyordu. Belki de bu yaşadıklarının bittiğine sevinyorlardı. Ama daha bitmemişti! Onları orda elleri ve ağızları bağlı bir biçimde vazgeçerek, hemen şortumu giydim, bir koşu benim daireye gidip dijital resim makinamı alıp geldim. Her ikisinin de suratlarca üryan fotoğraflarını çektim. Hem de usunuza gelebilecek ve gelmeyecek her biçimde! Her ikisinin de götüne salatalık, patlıcan, pırasa, bira şişesi, mum gibi cisimler sokarak fotoğraflarını çektim. Dudak Boyasıyla adamın göğsüne, “Ben ibneyim!”, karısının göğsüne de, “Ben orospuyum!” yazarak, suratları da belirli olacak biçimde fotoğraflar! Fotoğrafları sürüklerken Yeniden heyecanlandım ve sikim şipşak kalktı. Her ikisine birden sikimi yalatırken fotoğraflar çektim. Ben adamın götünü sikerken karısının suratını sikime yanaştırıp çektim. Ben karısını sikerken de adamın suratı görünen fotoğraflar çektim…
Kendimi sağlama almıştım artık. Makinayı ve fotoğrafları daireme vazgeçip tekerrür geldim. Bunların ellerini ve ağızlarını çözdüğümde, her ikisi de vaziyetin ve naçarlıklarının farkındaydı. O anda kafalarından neler geçiyordu öğrenemem ama, ağızlarını bıçak açmıyordu! O fotoğraflarla kariyerlerini tamamlayabilirdim! Hele eş, arkadaş, akraba ve dostlarının görmeleri trajedi olurdu. O fotoğraflarla neler yapabileceğimi çok iyi öğreniyorlardı. Üstelik Yeni komşularıma yaptığım bu ‘Sıcak karşılama’ daha bir başlangıçtı!
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.