Ömer Ağabey Beni Nasıl Sikti, Nasıl Kocam Oldu
Merhaba, ben Selim. Beyaz derili, narin bedenli, tüysüz, sakalı dahi daha çıkmamış, hafif toplu, ince sesli, sanki kız gibi bir yapıda, liseyi tamamlamış, üniversite imtihanlarına hazırlanan, 19 yaşında bir gencim. Kızlarla fazla muhabbetim de yok gibi bir yaşantım var. Erkekler, çarşıda yürürken “Yavrum, üüfff, kız gibi oğlan. Gel azıcık konuşalım!” diye söz dahi atıyorlar.
Komşumuz Ömer ağabey, fırsat buldukça ingilizce mevzusunda bana takviyeci oluyor. Ömer ağabey bekar, 26 yaşında, sportif yapılı, esmer, erkek hoşu biri. Bir işletmede çalışıyor ve yalnız yaşıyor. Bir gün Ömer ağabeyle Yeniden ingilizce çalışıyorduk. Sıcak bir yaz günüydü, üzerinde yumuşak penyeden bir şort vardı. Ben de, ince bir tişört, altıma da bol bir eşofman giymiştim. Bir ara Ömer ağabey, “Selim, hava çok sıcak, meşrubat birşeyler istermisin, ben kendime bira alacağım, istersen sana da vereyim?” diye sordu. Bu önerisini geri çevirmedim. Biralarımızı açıp, hem içiyor, hem de çalışıyorduk. Azıcık sonra ikinci biraları da açtık. Ama sanki benim başım dönmeye başlamıştı. Ömer ağabey, “Azıcık ara verelim mi Selim? Biraz soluk alırız!” dedi. Ben de bıkmıştım doğrusu derslerden. “Tabi Ömer ağabey, iyi olur.” dedim. Çalışmamızı bilgisayar başında, özel bir ders proğramı kullanarak yapıyorduk. “Bak ne diyeceğim Selim, belki sen de beğenirsin, bir VCD var bende. Kavrarsın ya, cümbüşlü bir VCD. Azıcık izleyelim mi?” deyince, ben de, “Olur.” deyiverdim.
Birden bilgisayarın ekranında sevişme sahneleri beliriverdi. Sanki bu şovu evvelden ayarlamış gibiydi. Azıcık utanmıştım. Ne de olsa, Ömer ağabey benden büyüktü, hem de öğretmenimdi. Ama gözümü bu görüntülerden alamıyordum. Filimde, adam bayanı domaltmış, kocaman ve kocaman yarrağını kadının arka deliğine sokup çıkarıyordu. Ahhlar, offlar arasında adaleli adam bayanı arkadan sikip duruyordu. Bir ara gözüm Ömer ağabeyin önüne ilişti. Kocaman bir şişkinlik, gitgide de gelişiyordu. Beni, kendine bakarken yakaladı. Hınzırca bir tebessümme farkettim suratında. O da benim önüme baktı. “Ne o, bir hareket görmüyorum sende?” dedi. Kızardım. Beyaz derili suratım kıpkırmızı olmuştu. Mausla görüntüleri ileri aldı. Ekranda bu sefer başka bir görüntü yer aldı. Gözlerime inanamadım. Aynı Ömer ağabeye benzeyen bir erkek, kıza benzeyen bir oğlanı beceriyordu…
Bir an donup kaldım öyle. Ömer ağabey, “Selim ne o, dilini mi yuttun? Soluk dahi almıyorsun sanki!” dedi. Ben utana sıkıla, “Ama Ömer ağabey, ben… şey, başka bir deyişle…” filan diye kekelemeye başladım. Reelinde azıcık cesaretlensem, Ömer ağabeyin kocamanlaşmış yarrağına değmek için can atıyordum. Nedense bu genç adama, karşı mevzulamaz bir yakınlık seziyor, onu beğeniyordum, çok yakışıklı bir erkekti. Ömer ağabey, “Hadi bir bakalım, seninkinde hareket var mı?” deyip, elini eşofmanımın içine soktu ve ince minicik sikimi yakaladı. Azıcık sertleşmiştim reelinde. “Ooo, pek de şirinmiş, bir bakalım hele!” dedi, eşofmanımı alt sıyırıverdi. Tüysüz bembeyaz bacaklarım, ortaya çıktı. Kalbim duracak gibiydi. Ömer ağabey, aniden yere doğru çömelip, sikimi ağzına alıverdi. Ağzının sıcaklığı, güçlü parmakları beni tahrik etmeye başlamıştı. Biranın verdiği üşengeçlik de cabasıydı.
Bir saldırıda kendi şortunu da sıyırıp attı. Off be, ne kadar kocaman ve kıllı bir yarrağı vardı. Heykel gibi, sanki tek gözlü canavar gibi bana bakıyordu. Sikimi azıcık daha emdi, yaladı. Minik ve tüysüz taşaklarımı avucuyla okşuyor, arada bir onları da ağzına alıp emiyordu. Zevkten başım dönmeye başladı. “Hadi, çekyata geçelim, daha rahat ederiz!” dedi, elimden yakalayıp, çekercesine çekyata doğru götürdü. Bu arada tişörtümü ve eşofmanımı da çıkarıvermiş, beni anadan üryan vazgeçmişti. Kendisi de öyleydi. Dolgun ve yuvarlak kalçalarımı okşuyor, Yeni yetişen kız memesine benzeyen memelerimi avuçluyordu. Gerçekten memelerim hafif dolgun ve ele geliyordu. Azıcık da göbeğim vardı. Ömer ağabeyin kolları arasındaydım ve bana sımsıkı sarılmış, her yerimi öpüyor ve yalıyordu.
Soluk soluğa, “Selim, biliyormusun senden çok hoşlanıyordum. Kız gibisin. Hatta bir kızda olan herşey sende de var. En çok da memelerini sevdim. Uff bu ne hoş kalçalar Selim!” diyerek, tekerrür tekerrür öpüyor, bedenimi yalıyordu. Dolgun ve şişkin memelerimi yalayıp emmesi çok güzelime gidiyordu. Meme uçlarımı hafifçe ısırıp emdiğinde, bir elektrik sanki, oradan sikimin ucuna kadar gidip, geri memelerime dönüyordu. Durmadan memelerimi emmesini, hatta ısırmasını istiyordum. Bu arada, ucundan zevk akışkanları sızan, sertleşmiş kocaman yarrağı bacak arama dokunuyor, bu akışkanlar kasıklarıma bulaşıyordu.
Enteresan ama kendimi onun iradesine vazgeçmiştim. Ne istiyorsa bana yapıyordu. Beni sırtüstü yatırıp, üzerime çıktı. “Hadi bakalım, sen de benimkinin tadına bir bak!” deyip koca bir mantara benzeyen, damarlı ve akışkanları ucundaki delikten, damla damla akan yarrağını ağzıma verdi. Nefis bir erkeklik kokusunu, yarrağının sıcaklığı ve ıslaklığını dudaklarım sezince, o muhteşem uzvu ağzıma aldım. Azıcık evvel, onun bana yaptığı gibi emmeye başladım. Ellerim taşaklarını okşuyor, kıllarını çekiştirerek yalıyordum. “Ohh Selim, em yavrum, bak sana daha neler gösterecegim, zevkten bayıltacağım seni!” diyordu.
Ben onun yarrağını emerken, dönüp, göt deliğime nemlendirdiği parmağını sokmaya başladı. Bu beni daha da heyecanlandırdı. Daha bir tutkuyla sert ve kocaman yarrağı emmeye devam ediyordum. Ağzıma suları geliyordu. Sanki azıcık farklı bir tadı vardı. Ama çok güzelime gidiyor, bu akışkanları dilimle damağım arasında azıcık ezip, dilimle ağzımın içine, iyice yaydıktan sonra da yutuyordum. Deliğime ikinci parmağını da sokmuştu sanırım. Bir doluluk hissettim götümde. Deliğimin etrafı azıcık sızlamaya başlamıştı. Gerçi, kendi kendime bazı cisimler sokmuyor değildim popoma, ama bu başka bir şeydi sanki.
Artık ağzıma sığmayacak kadar kalınlaşmış ve kocamanlaşmış yarrağın, sadece başını alabiliyordum. Ömer ağabey aralıksız, “Ohh, yavrum benim, ne hoş kalçaların var. Hele tüysüz götüne bayılıyorum. Deliğin de pespembe, muhakkak ki hiç kullanılmamış!” diyordu. “Ömer ağabey yaa, utandırma beni!” deyince, “Bana ağabey deme artık, senin kocan olacam azıcık sonra. Bak sana tatmadığın ne muhteşem zevkler vereceğim, sevgilim benim. Ohh be kız gibisin, muhteşemsin. Seni sikmek istiyorum Selim. Hadi götün kıvama geldi sayılır, bir sınayalım!” diyerek, beni yüzüstü çekyata yatırıp, arkama geçti.
Ateş gibi yanan yarrağı ve ucundan gelen akışkan ile göt deliğimi kayganlaştırıyordu. Deliğimde bu nefis sıcaklığı sezdiğimde zati ona teslim olmuştum dahi. Zevkten gözlerim kapanıyordu. Bir an evvel sikilmek, bu kocaman ve sertleşmiş yarrağın içime girmesini istiyordum. Çekyat yastıklarından birinin arasından kreme benzeyen bir şey çıkardı. Sanki bu sikişe hazırlıklı gibiydi. Götümü ve deliğimi bir hoş kremledi. “Şimdi kendini rahat vazgeç Selim. Hafifle azıcık. Bak hiç canını yakmayacağım. Tatlı tatlı yavaşca ve çok zevkli bir sikiş yapacağız!” dedi.
Ama ben, canımın çok yanacağını, hatta deliğimi kanayacağını öğreniyordum. Fakat beni sikmesini de bir okadar çok istiyordum. Derin derin soluk alıp vermeye başladım. Soluk alırken, insanın adalelerini sıkamayacağını bir yerde okumuştum. Yarrağının kaygan ve sımsıcak başı tekerrür deliğime değdiğinde, başımın döndüğünü, zevkten eridiğimi hissettim. Yarrağı kocamanlaşmış ve zonkluyor gibiydi. Yavaş yavaş bastırmaya başladı. Kalçalarımı iyice yukarıya kaldırdım. Belimi çukurlaştırıp götümü ve pembe deliğimi azıcıktan kocam olacak erkeğime doğru yanaştırdım. Bu hareketim onu mest etmişti. Güçlü elleriyle kalçalarımı anladı, kendisine doğru sürüklemeye başladı. Hiç hoyratça davranmıyor, aksine şefkatli ve yavaş hareket ediyordu…
Yarrağının başı içime girmeye başladı. Ohhh, ne hoş, muhteşem bir zevkti bu. Hem sıcacık, hem de harika bir dokusu olan yarrak, deliğimden içeri milim milim kayıyordu. “Bak Selim, işte başını aldın, ohh, canım benim, oğlanım, karım, gerisini de istiyormusun bebeğim, hadi söyle bana!” diyordu. Bu ana kadar pek konuşmayan ben, “Evet istiyorum erkeğim, o kocaman sert yarrağının hepsini istiyorum. Dibine kadar sok, böyle yavaş yavaş, çok güzel, bana çok zevk veriyorsun. Götümü ilk kere bir erkek sikiyor. Bu ilk sen olduğun için de çok mutluyum. Hadi gir bana, sok, ohhh! Hiç canımı yakmıyorsun kocacığım, erkeğim! Sik götümü, senin artık o. Kökle bana her zaman. Akıt içime, ağzıma! Seninim, sik beni! Ohhh!” diyordum. Bu konuşmalarıma ben dahi hayret etmiştim. Ağzımdan dökülüvermişti kelimeler. Demek ki insan çok zevk aldığında böyle konuşuyordu.
Artık yarrağının geri kalanını da içimde seziyordum. Hem deliğimde, hem de içimde muhteşem zevkli bir sıcaklık ve doluluk hissettim. Erkeğim yarrağını dibine kadar sokmuş, beni çıldırtıyordu şehvetten. Yavaş yavaş çıkarıp, yine sokuyordu, çıkardığı zaman içimde boşluk seziyordum, aynı zamanda da sanki serin bir hava giriyordu götüme. Tekerrür soktuğu zaman, yarrağının kocaman kütlesi sebebiyle, bu hava sanki osuruyormuşum gibi dışarı kaçıyordu. Ömer üzerimde gidip geliyor, sokup çıkardığı yarrağı ile artık beni sikiyordu. Onun ibnesiydim ben. Erkeğim olmuştu. Hep arzuladığım adam, kocamdı artık. Ne hoş dolduruyordu içimi. Kalp atışlarını, damarlı yarrağından idrak edebiliyordum. Sanki götümü kavuruyor, beni zevkten ve şehvetten inletiyordu. Sonra üzerime iyice eğilip memelerimi tuttu. Onları avuçlarına alıp okşamaya başladı. Uçlarını parmakları arasında üfeliyor, beni iyice elektriklendiriyordu. Benim sikim de iyice sertleşmişti. Ya da bana öyle geliyordu.
Kendi sikimi sıvazlamaya, 31 sürüklemeye başlamıştım. Memelerimden birini vazgeçip, hafif bariz göbeğimi avuçladı. Hem göbeğimi yoğuruyor, hem de bedenimi iyice kendine sürüklüyor, daha derinlere sokuyordu. Götümü sikerken taşakları bacakarama kadar giriyor, hatta kılları beni fantastik tahrik ediyordu. Kasıkları kor gibi sıcacıktı, göt yanaklarıma dokundukça delirecek gibi oluyordum. Bu hem bana temas etmesinin verdiği bir zevkti, hem de daha derinlerime kadar soktuğu yarrağı ile bana sahip olmasının sezdirdiği bir duyguydu.
Tamamıyle onundum ve kendimi erkeğime teslim etmiştim. Neden daha evvel beni sikmemişti? Ama şimdi sikiyordu, hem de istediği gibi sikiyor, erkeğim oluyordu. Gerçekten ona aşık oluyordum. Artık hiç birşey düşünemez vaziyetteydim. Yalnız beni sikmesini istiyordum. O da götümü, deliğimi sikiyordu işte. Sevdiğim, hoşlandığım erkeğime götümü vermiştim artık, istediğim de buydu zati. Azıcık sonra soluk alışları sıklaşmaya başladı. Geleceğini hissettim. Deliğimin içindeki yarrağı daha sertleşmiş, götümü parçalarmış gibi girip çıkarak beni sikiyordu. Sikiliyordum. Canım erkeğim götümü, deliğimi sikiyordu.
“Selim, ben artık sabredemeyeceğim sevgilim, geliyorum!” diye inledi. “Gel kocacığım, getir bana döllerini, fışkırt sıcak sıcak volkan gibi içime. Altında ez beni, benim erkeğim oldun artık, sahibim sensin. Akıt içime, hepsini içsin götüm, doyur götümü, hem yarrağına hem döllerine. Sik beni! Ohhh! Benimki de gelecek, hadi diren götüme iyice, içindeki tam bellerini boşalt karının yumuşak götüne. Kocacığımmm! Ohhh!” diye inliyordum ve benimki gelmişti ama ben heyecanla erkeğimin gelmesini bekliyordum.
Birden kasıldığını hissettim. Arkamdan belime kollarıyla sıkı sıkı sarılıp yarrağını daha derinlerime kadar sokarak, bir an öylece kaldı. Derin bir, “Ohhhh!” sürükleyerek, “Geliyorum. Ohhhh!” demesiyle, içimi tarif edilemez bir zevk dalgası kaplamaya başladı. Kasıla kasıla geliyordu. Sıcak sıcak belleri içime fışkırıyordu. Bu sebeple yarrağı daha kayganlaşmış, hatta belleri göt deliğimden dışarı sızmaya başlamıştı. Muhteşem zevk alıyordum. Ne hoş sikti, ne hoş boşaltıyordu içime bellerini. Ohhh! Sanki zaman durmuş da, başka bir yerdeymişim gibi geldi bana.
Yarrağı götümün içinde yavaş yavaş küçülmeye başladı, üzerime yığılıp bir an öylece kaldı. Ben de yüzüstü çekyata uzandım. Erkeğimin ağırlığını tüm vücudumda hissettim. Azıcık sonra yarrağı göt deliğimden kayarak dışarı çıktı. Serin bir havanın içime dolduğunu farkettim. Göt deliğim, hali hazırda sarih bir gidişatta kalmıştı. Sert, kocaman ve kocaman bir yarrak ve yakışıklı bir erkek beni sikmişti. Deliğimde fantastik zevkli bir sancı vardı. Kasıklarıma doğru sıcak ve kaygan beli sızarak akıyordu. Elimi kasıklarıma doğru uzatıp, dışarı çıkan erkeğimin bellerini heryerime yaymaya, bulaştırmaya başladım. Bu harika bir duyguydu. Bedenimi, kocamın belleriyle deviriyordum.
Bu beni Yeniden tahrik etmeye yetti. Altından sıyrılıp kalkarken erkeğimi de, sırtüstü konumuna getirdim. Yarrağı bütün inik değildi sanki. Ucundaki delikten hali hazırda bel gelen yarrağını ağzıma aldım. Emmeye, içinde kalan belleri de tatmaya başladım. Ön akışkanı gibi değildi, sıcacık kaygan, buruksu bir tadı vardı belinin. Hali Hazırda soluk alışları seriydi. Yarrağını emerken, taşaklarını da okşuyordum. Bana, “Harikaydın bebeğim! Nefis bir götün var. Senin memelerine, göbeğine, göt deliğine, kalçalarına, heryerine bayılıyorum. Artık benimsin, istediğim zaman bana göt vereceksin. Sen benim oğlanım değil karımsın artık. Sana bir de kız ismi bulalım. Ne olsun… hah.. buldum, sana bundan sonra ‘İpek’ diyeceğim. Sen de bana kocacığım de yeter. Senden hoşlanıyorum İpek!” dedi.
“Ben de seni çoookkk seviyorum kocacığım!”
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.